Selçuklu halılarından sonra, Türk halı sanatının ikinci parlak devri 16. yüzyılda Uşak ve çevresinde yapılan halılarla başlar. Türk halıları içinde en büyük ve tanınmış olan Uşak halıları, müzenin en önemli koleksiyonunu oluşturmaktadır. Bunlar, Avrupa ressamlarının tablolarında görülmeye ve tablolarında yer alan ressamların adlarıyla anılmaya başlamıştır. Alman ressam Hans Holbein’in tablolarındaki halılar Holbein Halıları, Lorenzo Lotto’nun tablolarındakiler Loto halıları, Carlo Crivelli’nin resimlediği halılar Crivelli Halısı ve Memling tablolarındaki halılar ise Memling Halısı olarak anılmış ve literatüre de bu şekilde geçmiştir.
Uşak Halıları, iki esas gruba ayrılır. Bunlar, madalyonlu Uşak halıları ve yıldızlı Uşak halıları olarak isimlendirilmiştir. Bunların yanı sıra, çintemanili ve kuşlu Uşak halıları da önemli bir yer tutmaktadır. Bu halılarda simetrik düğüm tekniği kullanılmıştır.
Madalyonlu Uşak halıları daha önemli bir grup olarak 16. yüzyıldan 18. yüzyıl içinde de gelişmiş ve on metre kadar uzun olanları yapılmıştır. Orta eksende yuvarlak, yanlarda sivri dilimli madalyonların sıralanmasından ibaret ve sonsuzluk prensibine göre kompozise edilmiştir. Bunların en iyi cinsleri, sarıçiçeklerle doldurulmuş lacivert zemin üzerine koyu kırmızı ve mavi madalyonlardır. Kırmızı zeminler daha zengin ve madalyonları laciverttir.
Yıldızlı Uşak halıları sayıca küçük bir grup olup, sekiz kollu yıldızlarla küçük baklava biçimindeki madalyonların kaydırılmış eksen üzerinde alternatif sıralanmasını gösterir. Bunlar orta boy halılar grubuna girer ve dört metreden uzun olanı pek azdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder